24 Ocak 2016

Falih Rıfkı Atay - Çankaya




Kitabın Adı: Çankaya

Yazarın adı: Falih Rıfkı Atay

Yayınevi: Pozi+if

Orijinal Dili: Türkçe

Sayfa sayısı: 653

Basım Tarihi: Şubat 2009 ( 2 Mart 1968)

Aldığım Tarih: 2010

Fiyat: -

Puanım : 9.8 / 10


                             ''Çocuklar'' dedi, nerede ise şafak sökecek. Yıllarca bu vatanın ufuklarında parlak bir güneşin doğmasını bekledim. Bakalım bu sabaha...
                                        Güneş doğdu.Fakat geceden kalma bulutlar pırıltısını gölgeliyordu. Mustafa Kemal:
                                   ''Hayır, hayır! Beklediğim bu kadar bulutlarla örtülü güneş değildir. Ben bulutsuz,  gölgesiz bir güneşin doğmasını bekliyorum ve bekleyeceğim.

Doğrusunu isterseniz ne yazacağımı ve nasıl yazacağımı bilmiyorum. Başlamak için kurduğum her cümle yenisiyle diğerini indiriyor ve bir kaç saniye içinde güzelliğini , bayağılığa itiyor...Bu nedenle bir anekdotla başlamak istedim. Bu yaşıma kadar bir çok Atatürk'ün hayatını anlatan eser okudum. Fakat bu en iyisiydi...Daha doğrusu en samimisi... Falih Rıfkı Bey tamda Atatürk'ten izin aldığı gibi yazmış... Doğal ve sakınmadan... Okurken çevresel ortam kısımlarından biraz sıkıldığımı itiraf etmek zorundayım... Ama bu çevresel ortamlar sayesine Mustafa Kemal Paşa'nın düşüncelerinin yeşerdiğini hatırladığım her saniyede bırakmamak için ayrı bir kuvvet gösterdim. İyisiyle doğrusuyla ve yanlışıyla anlatmış Falih Rıfkı , Atatürk'ü... Hani putlaştıranlara da yerenlere de bir kaç cümle ile karşılık vermiş : ''Atatürk de, kızıp darılır, barışıp gene bozuşur, bazan huysuzluğu, bazan keyfi tutar, bir müddet herhangi bir dedikodunun etkisi altında haksızlığa kadar gider, sonra pişmanlık duyar, üstelik alayı, şakayı sever, fâniliği size bana benzer tabiî bir insandı..''

Yani Atatürk'te bizler gibi bir insandı. Kimse Atatürk'ten peygamberlik (haşa) örneği beklemiyor... Fakat muazzam bir liderlik , muhteşem bir karakter ve zeka örneği gördüğünü de inkar etmemelidir. Kolay kolay kitaplarıma zarar vermem, altlarını çizmem ama bu kitabı okurken elimden kalemim , ağzımdan şu cümle düşmedi; ''Tarih tekerrürden ibarettir.'' 

Bir defa daha Atatürk'e hayran kaldığımı belirtmek istiyorum. Gerek yaptığı işler, gerek fikirleri , gerek cesareti açısından. Sizlerle o çizdiğim kısımları paylaşmak isterdim fakat telif hakları açısından ne kadar doğru olur bilemediğimden paylaşmamayı uygun buluyorum. Benim aldığım basımının üzerinde şu yazıyor ''Her Türk vatandaşının okuması gereken kitap'' haklılar... Atatürk'ün samimiyetini , uğraştığı zorlukları, dine neden çok fazla karışmamasını çok net anlayacaksınız. Aynı zamanda son sayfalarda Atatürk ve Hitler gibi diktatörlerle ilgili ayrımlara da yer verilmiş.

Gelelim bu kadar beğenmeme rağmen neden 9.8 verdiğime... Çünkü en başlarda Osmanlı anlatılırken Türkiye kelimesi çok fazla geçmiş... Vardır ya yeni nesil tatlı su balıkları.. Hah işte onlar atlayabilirler.. Keşke Osmanlı devri anlatılırken ''Türkiye -Rus Harbi'' değilde ''Osmanlı- Rus Harbi'' denseymiş.